| 
               
			
            
               Denizaltının
            Aktif Alıcıları [  
            yukarı  
            ]
            
              
               
             
 Klasik denizaltının en büyük özelliği gizliliktir.Nükleer denizaltılar gibi enerjisi bol olmadığından ve ani süratlenip neredeyse torpido hızında kaçamadığı
            için ,gizliliğine azami
            dikkat gösterir.Bu yüzden aktif sensörlerini, tespit edilme şartlarını iyi değerlendirerek kullanır.Nükleer denizaltı ise
            sürat ve derinlik avantajına sahip olduğundan, aktif sensörlerinden aktif sonarını daha rahat kullanır.  
             
 RADAR=Denizaltı, coğrafi konumunu veya hedeflerin pozisyonunu tespit için kullanılır.Belli bir bölgeye dar bir açıda, çok kısa süre için elektromanyetik intişar yapar ve
            keser.Periskop üzerine de radarın bir başka modda çalışanı konabilir.Hedefe torpido atışından önce
            hedefin rota-sürat-mesafe parametrelerinin tayininde nadiren kullanılır. 
             
             
            
             AKTİF SONAR=Radarla aynı esasa göre çalışır gönderdiği ses dalgalarının cisimlerden
            gelen yankılarını değerlendirir.Seda tembel enerjidir.Gönderilen "Ping"'in 
            frekansı arttıkça hedefe çarpıp dönme mesafesi kısalmaktadır.Bu 
            frekansın "Kesinliği" fazladır,cihazları az yer kaplar.Marmara 
            denizi gibi kesafet çeşitliliği nedeniyle tabakası fazla denizlerde 
            Yüksek Frekansın etkinliği iyice azalır.Alçak frekans uzak 
            mesafelere gidebilir fakat bu frekansın seçiciliği az ve cihazları 
            yer kaplar.Klasik denizaltı için dikkatle kullanılması gereken cihazdır.Denialtı 
            Harekatı bölümünde incelenen "Ortam Şartlarına" bağlı olarak "Çok uzak mesafeler"'den duyulabilir.
             
             
             
            
            
            
            Denizaltının Pasif Alıcıları [ 
             yukarı 
             ]
            
            
               PERİSKOP= 
              1854 yılında Fransız Marie Dawey, aynalarla ilk periskobu yapmış 
              1872’de prizmaları kullanmıştır. Amerikalı Thomas H. Doughty’nin
              
              
              iç savaş esnasında Red River’da harekat yapan Monitör Osage’ın 
              taretine bir boru içine koyduğu aynalarla nehir setleri üstünden 
              Konfederasyon birliklerine atışlar yapması periskop fikrinin 
              kabaca ilk kullanımını teşkil eder.
              
              
              Periskop'un gelişimde iki kişi rol oynamıştır.1902de; Protector 
              dizaynında dışarıyı görmek için,merceklerle yaptığı “Omniscope 
              yada Skalomniscope” adını verdiği buluşu ile Simon Lake ve  Periskobu 
              geliştirip Hollanda yapımı İngiliz denizaltılarına uygulayan 
              Dublinli bir teleskop imalatçısı: Sir Howard Grubb 
              (1844-1931).Günümüz denizaltılarında; prizmadan ve merceklerden 
              oluşan ve yanda da örneği görülen ABD SSN denizaltılarında 
              kullanılan Kollmorgen T18 gibi  periskoplara radar,lazer 
              mesafe ölçer,tv kamerası,fotoğraf makinası,ESM anteni,UHF anteni, 
              gece görüş sistemi,infrared alıcı ve ışıkla haberleşme (Mors) için 
              lamba konmaktadır.Virginia sınıfı denizaltılarda köklü bir 
              değişiklik ile periskop konmayıp yerine “Photonics mast” denilen 
              ve mukavim tekne dışında sürülebilen iki direkte yüksek 
              çözünürlüklü kameralar, infrared, low-level light görüntüleyici ,laser 
              mesafe ölçer ve Elektromanyetik dalga tespit-ESM- sensörü ile 
              donatılmış bir “Şapka” mevcuttur. Data Fiber Optik kablolarla 
              iletilmektedir.  
             
             PASİF SONAR= Su altındaki her türlü sesi dinlemeye imkan veren cihazdır.Tekne dışındaki Hydrphone denilen
            sensörlerine-alıngaçlarına gelen ses titreşimlerinin, düşük
            voltajlarda elektrik
            enerjisi dönüşmesi esasına göre çalışır.Yakın tarihe kadar Operatörlerin kulak hassasiyeti ve tecrübesi ile etkinleşen bu cihaz; frekans bandının
            genişletilmesi ve kütüphanesine, su altında duyulabilecek
            sesleri tanıma için karşılaştırma yapabileceği örnekler
            kaydedilmesi sayesinde, operatöre net analiz sonuçları vermekte ve tespitinde yardımcı olmaktadır.
              
            
             
             
            ELEKTROMANYETİK DALGALARI TESPİT-ESM= Gemi,uçak veya karadan yapılan her türlü
             elektromanyetik intişarı (Radar veya telsiz yayınını) tespit eder ve ekranında yönünü
            görüntüler.Eğer gelen elektromanyetik dalgayı  analiz edebilme imkanı varsa; hafızasına kaydedilmiş bilgilerle karşılaştırarak,gemi ismine kadar tanımlar.  
             
            AKUSTİK DALGALARI TESPİT CİHAZI= Bu cihaz için de yukardaki tanımlamalar kullanılabilir.Ayrı bir cihaz olduğu gibi,gelişmiş sonarların imkanlarından biride
            olabilir.Kütüphanesine aktif sonar sesinden,balık veya mağma  sesine kadar bütün sesler kaydedilerek seçiciliği arttırılır 
             
            AKUSTİK MESAFE BULUCU= Bir kaynaktan yayılan  ve sudaki hızı bilinen sesin; denizaltı boyunca,eşit aralıklarla konan 3 hydrophona ve her birine,belli açılar içinde ve farklı
            zamanlarda ulaşması ile oluşan üçgenin analizini yapar.  
            
             
            Sorduklarınız: 
             
            
            1-Denizaltı
            nasıl “seyir” yapar: Denizaltının dalışta dışarıya baktığı
            tek pencere periskop merceğidir.Su altında görüş kısıtlı
            olduğundan ve 70 mt derinliktenn sonra karanlık olduğundan,”Derin
            deniz Köpekbalığı” gibi kördür.Burun kısmına gelen su
            titreşimi (Sonar) ile derisine gelen elektromanyetik dalgalarla
            (Radar-Esm) avını bulur ve mevki belirler.
            
             
            
            *Kara
            parçasını görüyorsa oradan aldığı pusula kerterizlerini
            haritada birleştirerek “Kılavuz seyri” yapar.
            
             
            
            *Eğer
            açık denizde ise,kara parçası yoksa,zaman-sürat-rota ile
            “Parakete seyri” yapar, haritada yerini belirler.
            
             
            
            *Açık
            denizde ve gece ise periskop telemetresi ile kabaca bir “Astronomi
            seyri” yapar.
            
             
            
            *Periskop
            derinliğinde iken Radar antenini sürüp sahilin Radar taraması
            veya İletişim antenini çıkartıp uydu verilerini alarak GPS
            sistemi ile veya derin umkta iken yerkürenin elektromanyetik alan
            değişimlerini izleyerek –Nükleer Dz.altıda- “Elektronik
            seyir” yapar. Her defasında rotasını ve karina yosunlanması
            ile makine performansına bağlı süratini gerçekler ve
            derinlikleri,dip yapısını takip eder.
            
             
            
            2-Denizaltı
            içi atmosfer: Kapalı bir hacim olan Klasik ve Nükleer denizaltıda,
            makine ve cihazların hacimleri dışında kalan hacme serbest hacim
            denmektedir.Bu serbest hacimde personelin soluduğu hava ile
            birlikte çeşitli kaynaklardan çıkan gaz ve parçacıklarda
            bulunur.Bunlar;
            
             
            
            *Personelin
            ürettiği karbon dioksit,
            
             
            
            *Cihazlardan
            çıkan ozon,
            
             
            
            *Dizellerden
            çıkan karbon monoksit-kurum-motorin buharı-yağ buharı,
            
             
            
            *Pillerden
            çıkan stibin-hidrojen,
            
             
            
            *Mutfaktan
            çıkan yağ buharı,
            
             
            
            *Elbiselerden
            çıkan parçacıklar ve sigaradan çıkan kül-karbon dioksit.
            
             
            
             Klasik
            denizaltıda mecbur kalınmadıkça bu atmosfer şnorkel işlemi ile
            değiştirilir.Nükleer denizaltıda deniz suyunun elektrolizi
            sonucu elde edilen oksijene diğer solunum gazlarının ilavesi ile
            değiştirilir.
            
             
            
            Her
            iki gemi tipinde de bu karışımdaki parçacıklar Filtrelerden ve
            Statik toz tutuculardan geçirilerek süzülür.Diğer gazlara
            nisbeten fazla olan ve başlangıçta gemi içi atmosferde binde bir
            olan karbon dioksit, klasik denizatıda serbest hacime-personel sayısına
            bağlı olarak bir süre sonra yüzde 1.9 seviyelerine ulaştığında
            hava yüzde 98 sodyum hidroksit-yüzde 2 sodyum silikat’tan oluşan
            karbon dioksite aç bir madde tanecikleri ile dolu “Kalipatron”
            kutularından geçirilir.Bu sayede boğucu olan bu gazın oranı,düşünme
            hızını yavaşlatan  yüzde
            iki seviyesine yükselmeden sabit tutulur.Başlangıçta yüzde 21
            oranında  olan oksijen,
            yüzde 18 sınırından sonra tüplerden personelin harcama miktarınca
            kontrollu bir şekilde bot içi atmosfere verilmektedir.  
            
             
            
            3-Denizaltıda
            acil durumlar: Bir denizaltı için en tehlikeli acil durum yangındır.Akaryakıt,elektrik,metal
            ve adi (kağıt-bez) yangınlar doğru teşhis edilmeyip yanlış müdehalede,çok
            çabuk birbirlerini tetikliyebilmektedirler.Yangın bakımından
            geminin bütününü riskli kabul edilip Kontrol-Bakım-Kayıt ile
            bu risk kontrol altında tutulmaktadır.
            
             
            
             Satıhta
            veya dalmış haldeyken başka gemiyle çarpışma sonucu veya tekne
            delinmesi/basınçlı deniz suyu devrelerinde hasar sonucu bot
            dahiline yüksek basınçlı su girmesi de diğer bir acil
            durumdur.Giren deniz suyunun “Pil asidi” ile karışması
            halinde sarımsak kokulu zehirleyici,”Klorin” gazının çıkmasına
            sebebiyet verirerek,ikinci bir acil durumu tetikleyebilir.Bu nedenle
            hassas durumdaki denizaltının seyirlerinde, diğer gemilerin
            rota-sürat-mesafe değerleri devamlı takip edilmekte ve tekne saçı,kaynak
            yerleri,denizsuyu basıncına dayanıklı boru devrelerinin sörveyi
            periodik olarak yapılmaktadır.  
            
             
            
             Geminin
            çeşitli faaliyetlerine göre acil durumlar çeşitlenmektedir.
            
             
             
            [  yukarı ] 
               |