II.Dünya savaşının ünlü Amirali Karl Doenitz'in
şu sözünü hatırlıyalım,“Şayet cephede
bulunan bir deniz altı gemisi,bu görevi esnasında 2 adet 3000
tonluk yük gemisi ve 1
adet 6000 tonluk tankeri imha ederse,kara
harekat alanında aşağıda belirtilen miktardaki malzeme
harekattan sakıt kalır.Harp silahı olarak iş görmez. 42
adet tank, 8 adet 152mm top, 88 adet
76mm
uçak savar topu, 40 adet 400mm uçak savar topu,
24 adet carrier, 600
adet tüfek, 5210 ton Cephane,
428 ton Tank yedek malzemesi, 2000 ton Malzeme, 1000 ton Benzin
kanisteri.
Şayet bu malzeme imha
edilmeden cepheye ulaşırsa,malzemenin imhası için başarılı
3000 uçak sortisine ihtiyaç duyulur.”
Klasik
Denizaltı, gizliliğini koruduğu süre içinde harekatını etkin
olarak yapar.Devamlı sakınma halindedir. -Keşfolunmatan sakınır,
Keşfolunmuşsa teması
kaybettirmeye, Temas devam ediyorsa
hücumdan sakınır.
Bu yüzden;
Bataryasını ve
temiz havasını çok dikkatli
harcar,Periskobu sınırlı
kullanır,çok gerekmedikçe transmisyon yapmaz,
Kısa şnorkeller
planlar, Emercensi atışlara
hazır olur, Düşmanın muhtemel
taktiklerini bilir,
Su bombasına ve
emercensi durumlara hazır olur, Devamlı eğitim
yapar ve aşağıdaki oşinografik şartları kullanarak,sakınmaya
başlıyacağı yeri ve zamanı bilir.
Ortam (oşinografik)
şartları: Su ortamının yoğunluğunda; radarın ve telsizin kullandığı
yüksek frekans elektromanyetik dalgalar büyük kayba uğradığı
için radar ve telsiz kullanılmaz.Fakat düşük frekanslı
elektromanyetik dalgalar su içinde
ilerleyebilirler.Düşük frekans elektromanyetik dalga üreten
cihaz ve anten boyutları büyük olduğundan
gemilerde kullanımı
pratik değildir.
Yine
yüksek frekans ses dalgaları da fazla uzağa gidemez.Bu
dalgalar,denizaltının başka gemi ile iletişimin sağlayan su altı
telefonu , derinlik ölçer –iskandil-,çok kısa mesafe
sonarlarda vs. kullanılır.
Sesin
39F sıcaklıktaki su içindeki yayılma hızı 4800 ft/sn.(1600yd/sn)’dir.Bu
değere 3 faktör etki eder, Su Sıcaklığı : Her 1F’lık artış ses hızını 4-8 ft/sn arttırır, Tuzluluk : Her
%0.01 artış ses hızını 4 ft/sn
arttırır, Basınç :
Her 100Ft’lik derinlik artışında ses hızı 2 ft/sn artar.
Alttaki şekiller için
Sesin birkaç temel özelliği şunlardır,*Su içinde ses
dalgaları daima fazladan aza doğru kırılırlar.Sıcaktan soğuğa
ve tuzludan tatlıya gibi.,*Frekans’ın ve
ortam şartları’nın önemi kadar kaynağın gücüde mesafeye
etkilidir.*Suyun soğuması ile
sesin emilmesi fazlalaşır,mesafesi
kısalır.*Düşük frekanslı
ses daha uzağa gider.*Homojen bir
ortamdan,farklı homojen ortama giren ses dalgası sınırda kırılır.
Yandaki şekil
İotermal şartlarda -26db Aktif Sonar Ping'lerinin temsili
yayılışlarını göstermektedir.Yanlara olan skala derinlik skalasıyla
eşdeğerdir ~5000mt .
Denizaltıyı
Tespit Etmek:Denizaltının tespitinde kullanılan yöntem ve cihazlar arttıkça, yerleştirildiği platformlar çeşitlenmiştir.Bu yöntemler için gerekli
cihazlar;Karada,gemide,uçakta,helikopterde veya uyduda olabilir.
Bu plaformların sahip oldukları denizaltı arama imkanları;
-
Karada; Deniz dibine döşenmiş sabit sonar alıcıları (Kontrol cihazı karada),Radar,ESM,Kızıl ötesi tarayıcı,
-
Gemide;Aktif/Pasif Sonar,Radar,ESM,Kızıl ötesi tarayıcı,
-
Helikopterde;Görerek tespit,Radar,ESM,Aktif/Pasif Sonar,
-
Uçakta;Görerek tespit,Radar,Akti/Pasif Sonar şamandırası (Radyo vericili),Şnorkel egzost izi tespit,Denizaltının Dünyanın manyetik eğrilerinde neden olduğu bozulmayı tespit,
-
Uyduda;Görerek tespit,Kızıl ötesi tarama.
Not.
*Görerek tespit; öğleyin,sakin havada Güneş ışınları, örneğin:Akdenizde 60 metreye kadar ulaşır ve denizaltı varsa renk farkına neden olur.Bu fark yukardan hatta geniş bir
sahayı gören uydu tarafından saptanabilir.
*Kızıl ötesi tarama:Şnorkel yapan denizaltının egzost gazlarının ve neden olduğu deniz suyu ısınmasının yaydığı kızılötesi
ışınların saptanmasıdır.
Denizaltı nasıl yanıltır: Kendisine karşı harekat yapan gemi,uçak
ve helikopterlere karşı denizaltı bazı aldatıcılar kullanır.Yakın
bir zamana kadar bunlar radar ekosu verecek biçimde yapılmış
sahte periskoplar,deniz suyu ile kimyasal etkileşime girdiğinde köpürüp
baloncuklar yayayarak gürültüye neden olan maddeler ve
çöp-kirli
yağ olmuştur.Günümüzde aldatma
kapsamına kendi sonarı ile arama yapan Homing torpidolarda
dahildir.Yandaki şekilde Circe firmasının geliştirdiği "Aldatıcılar"
ve,
Sonarını Aktif modda
yani arama modunda çalıştıran uçak,gemi.helikopter ve torpido
sonarı ile aynı frekansta eko üreterek kendine yönelmelerine
neden olan DECOY’lar ile,
Yine bu arama yapan
sonarların bilhassa denizaltı ile temasta olan torpido sonarının,bizden
dönen ekoların şiddetiden daha kuvvetli sinyal üreterek
torpidonun bizden temasının kırılmasını sağlayan ve ortamı akustik olarak karıştıran JAMMER’ların
kullanımları görülmektedir.
Denizaltı, decoy’ların zaman ayarını önceden
yaparak belli hatta dizer.Çalıştıkları zaman decoylardan oluşan perdenin arkasında gizlenerek ya da başka bir
noktada daha sessiz kalarak, bunlara yönelecek tehdit unsurlarını
rahat atış yapabileceği bir pozisyona çeker böylece
taktik bir avantaj yakalar.
Denizaltıların
taktik ve stratejiye etkileri:
Denizaltı
silahının taktik ve stratejiye olan etkilerini belirtmeden önce;Çin’li
general Sun Tzu’nun milattan 500 yıl önce yazdığı “Savaş
sanatı” adlı eserinden bir bölümü aktarmak yararlı olacaktır.
“Tüm
savaş aldatmaya dayanır. Bu nedenle, taaruz gücümüz varsa, bu gücümüz
yokmuş gibi görünmeliyiz. Kuvvetlerimizi kullandığımız sırada
hiçbir hareket yapmıyormuşuz gibi davranmalıyız. Yakında isek
uzakta imişiz hissini vermeleyiz. Uzakta olduğumuz zaman ise; hasmı
yakında oluduğumuza inandırmalıyız. Düşman toplanıyorsa, ona
karşı hazırlıklı bulun. Kuvvetli olduğu yerde onunla çarpışmaktan
kaçın. Düşmanı gerilim içinde bulundur. Birleşmişse onu böl.
Hazırlıklı değilse, ona taaruz et. Seni beklemediği anda saldır”.
Milattan
500 yıl önce yazılan bu eserde de belirtildiği gibi savaşta
aldatma usullerini en iyi kullanan zafere ulaşır. Zaten denizaltı
silahın doğuşu da, kara savaşlarında uygulanan gizlenme, pusu
kurma ve baskın tekniklerinin denizde nasıl uygulanabileceği
sorusunun cevabı araştırmakla başlamıştır. Öteden beri kara
savaşlarında, özellikle zayıf olanların pusu kurma ve baskın
tekniklerini kullanarak zafere ulaştıkları görülmüştür. Günümüzdeki
gerilla harpleride bunun örnekleridir. Deniz savaşlarında
kuvvetli donanmalara karşı başarı kazanabilmek için düşmana
hissettirmeden yaklaşarak zarar vermek fikri denizaltının doğmasına
neden olmuştur.
Amerika
iç savaşlarında Güneyli'lerin, kuvvetli Kuzeyli'lere karşı
denizaltından yaptıkları hücumlar deniz harplerinin tek boyuttan
iki boyuta çıktığının başlangıcıdır.
20. Yüzyılın başlarında gerçek silah hüviyetine kavuşmaya
başlayan denizaltılar, bu silahın önemini kavrayamayan ülkelere,
I.Dünya savaşında çok zarar vermiştir. Her iki savaştada
denizaltılara gereken önemi veren Almanlara ise, harbin kaderini
etkileyebilecek ölçüde fayda sağlamıştır.
Denizaltıların taktik ve stratejiye olan etkilerini, silahın
özelliklerinden dolayı kesin hatlarla ayırmak mümkün olmamaktadır.
Çok yakın geçmişi olması hesabıyla, şu örnekten de anlaşılacağı
gibi, denizaltının taktik bir başarısı stratejik bir sonuç doğurabilmektedir.
Falkland savaşında, Arjantin’lilerin Amerikan yapısı 10,000
tonluk General Belgrano krüvazörünün İngiliz’lerin HMS
Congueror isimli nükleer takatli denizaltısı tarafından Tiıgerfish
Mark 8 tel güdümlü torpidoları ile batırılışı Arjantin
donanmasını denize çıkamaz hale getirmiştir. Denizaltı silahının
başlangıçtan beri belli başlı kullanma metodlarını ve bu
silaha karşı alınan tedbirler kronolojik bir sıra üzerinden
belirterek taktik ve dolayısıyla stratejiye etkilerini şu şekilde
sıralayabiliriz. Başlangıçta denizaltı gemileri üs, liman ve
sahilleri abluka eden güçlü deniz kuvvetlerine sahip ülkelerin
harp gemilerine karşı bir tehtid ve tehlike unsuru bir savunma
silahı olarak geliştirilmiştir. Denizaltıların ilk defa
taarruzi olarak kullanılmasını Alman’lar I. Dünya savaşında
gerçekleştirmişlerdir. İngiliz Anavatan Filosu'nun Scapa
Flov'daki üssünde Alman denizaltı gemilerinin görülmesi İngiliz’lerde
tedirginlik yaratmış, sinir bozucu bir psikolojik ortamın doğmasına
neden olmuştur. Neticede İngiliz Anavatan Filosu değişik
yerlerde üslenmek zorunda kalmıştır. Bu olay denizaltıların
kazandıkları ilk stratejik nitelikteki zaferdir. I. Dünya
harbinin başlangıcında denizaltılara karşı savunma, mahmuzlama
ve uçaklarla satıhtaki denizaltılara karşı bomba atma şeklinde
idi. Ancak harp esnasında denizaltıların gösterdikleri başarı
ülkeleri denizaltıya karşı savunma silah ve taktikleri geliştirmeye
zorladı. Harp içerisinde Asdic ve su bombaları icat edildi. Liman
ağızlarında savunma ağları gerildi. Harp sonrasında denizaltı
silahı gelişmesine devam ederken savunma silahlarıda gelişti.
Ancak II. Dünya savaşı başladığında savunma silahları
denizaltıların gelişmesinin gerisinde idi. Bunun sonucu olarak II.
Dünya savaşında deniz nakliyatında daha az zayiata uğramak için
denizaltı savunma taktiklerinden konvoy sistemi geliştirildi.
I.
ve II. Dünya savaşında harp gemileri ve deniz ulaştırması için
büyük bir tehtid olan denizaltı gemileri modern teknolojinin
ortaya çıkardığı güçlü ve uzun menzilli sonar cihazları
gelişme safhasındaki sualtı silah teknolojisi ve uzun menzilli
DSH silahları uçak ve helikopterlerin DSH sahnesine girişleri ile
geçmiş harplerdeki tecrübelere istinaden günümüzde başarılı
olmayacak gibi görünürlersede,bgünün teknolojisi sonucu nükleer
güç sistemleri balistik füze ve G/M’ler ile modern torpidoların
denizaltı gemilerine uygulanması bu silahta büyük değişiklikler
meydana getirmiştir. Günümüzün güçlü deniz kuvvetlerine
sahip ülkelerin denizaltıları üzerindeki araştırmaları ve inşaası
için sarf ettikleri gayretler neticesinde gelecek deniz harplerinde
ciddi bir tehtid olarak ortaya çıkacağı görülmektedir. Esas üstünlük
denizin derinliklerinde saklanabilmedir. Bu da bir sürpriz yaratma
karakteri sağladIğı gibi denizaltı gemisine hiç bir desteğe
ihtiyaç duymadan görevini yapma imkanı verir. Batarya probleminin
nükleer takat’le ortadan kaldırılması ile sualtı süratlerini
yüksek düzeye ulaşmış olmasıda bu üstünlüğü tartışmasız
hale getirerek stratejik vasfın örneklerini vermiştir. Diğer
taraftan her türlü hava şartlarında görev yapabilme
kabiliyetine sahip olmaları hudutsuz bir seyir menzilne ulaşabilme,
nükleer ve termonükleer silahlara sahip olma ile denizaltı
gemileri ulaştırmaya mani olma ve deniz kontrolünü sağlama görevleri
yanında hedef memleketlerin hayati potansiyeline denizin
derinliklerinden imha edebilme özelliğine erişmişler ve
stratejik olarak denizaltı gemileri seyyar bir nükleer vurucu
kuvvet haline gelmişlerdir.
Sonuç
olarak denizaltılar taktik sahada deniz kontrolünün tesis ve
idamesine yardımcı düşman deniz ulaştırmasına mani olmak görevleri
yanında stratejik hedeflere balistik füzelerle taarruz edebilme
yetenekleri nedeniyle taktik sınırın dışına çıkmışlardır.
Stratejik
caydırıcılık denizaltıların en önemli özelliği olmuştur.
Harbin uzay’a sıçraması halinde bile okyanusların
deinliklerinde denizaltı hakimiyeti hüküm sürebilecektir.
[ yukarı ]
|